Buradasınız : FAALİYETLERİMİZ

ESİDER ÜYELERİNİ YENİ TİCARET KANUNU KONUSUNDA BİLGİLENDİRDİ

ESİDER ÜYELERİNİ YENİ TİCARET KANUNU KONUSUNDA BİLGİLENDİRDİ - Boğaziçi Yeminli Mali Müşavirlik ve Denetim Şirketi uzmanları tarafından verilen seminerde ESİDER'li iş adamları ve katılımcılar Yeni Türk Ticaret Kanunu'ndaki değişiklikler ve gelişmeler konusunda bilgilendirildiler.

Boğaziçi Yeminli Mali Müşavirlik ve Denetim Şirketi uzmanları tarafından verilen seminerde ESİDER'li iş adamları ve katılımcılar Yeni Türk Ticaret Kanunu'ndaki değişiklikler ve gelişmeler konusunda bilgilendirildiler.

Seminerin moderatörü Salim Arslanhan, yeni kanun ile kurumsallaşma, şeffaflaşma ve denetim olmak üzere üç unsurun amaçlandığını belirtti. ESİDER tarafından düzenlenen ve Boğaziçi Yeminli Mali Müşavirlik ve Denetim Şirketi'nin yeminli mali müşavirlerinin konuşmacı olduğu "Yeni Türk Ticaret Kanunu'nundaki Değişiklik ve Gelişmeler" konulu seminer, iş adamı ve sanayiciler tarafından ilgiyle karşılandı. 200'den fazla iş adamı ve sanayicinin hazır bulunduğu panel, ESİDER Başkanı Muammer Ömeroğlu'nun ev sahibi sıfatıyla yaptığı kısa açılış konuşmasıyla başladı.

Başkan Ömeroğlu konuşmasında şu ifadeleri kulandı: ''Değerli üyelerimiz ve sanayici arkadaşlarımız; bugün burada toplanmamızın sebebi Boğaziçi Yeminli Mali Müşavir Denetim Şirketi'nin değerli uzmanlarının sunacağı; 'Türk Ticaret Kanunu'nundaki Değişiklik ve Gelişmeler' ile 'Yatırım Teşvikleri' konulu seminerlerdir. Bu değişiklikler ve değerli uzman arkadaşlarımızın aktaracağı bilgiler hepimiz acısından son derece önemlidir. Ben sözü arkadaşlarımıza bırakmadan önce konuşmacı arkadaşlarımızın hepsine paylaşacakları değerli bilgilerden dolayı teşekkür ederim." Moderatör Salim Arslanhan: Yeni kanun'un 3 tane amacı vardır. Bunlar; Kurumsallaşma, şeffaflaşma ve denetimdir. Başkan Muammer Ömeroğlu'nun konuşmasının ardından başlayan seminerde ilk sözü seminerin moderatörü Salim Arslanhan aldı. ESİDER başkanı ve yönetim kurulu üyelerine kendilerine böyle bir ortam hazırladıkları için teşekkür eden Arslanhan; "Panelimizin konusu son bir yılda gündemimizi meşgul eden ve köklü değişiklikler uygulanan 6335 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu'dur. Kanun eski hali ile günün ihtiyaçlarına cevap veremiyordu. Oysaki, Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinde ticari hayata dair mevzuatlarda da yasalarını AB'ye uygun hale getirmek zorunda. Gelişen teknoloji ile internetten daha fazla yararlanarak globalleşen dünyada Türk firmalarını da rekabete ortak edebilmek adına yeni yasada birçok değişiklik yapılmıştır." diye konuştu. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun üç tane amacı olduğunu ve bunların kurumsallaşma, şeffaflaşma ve denetim olarak sıralandığını ifade eden Arslanhan; "Bu gerekçeler ile hazırlanan yeni ticaret kanununda kurumsallaşma için gerekli olan yönetim ilkeleri benimsendi. Bunlar adil yönetim, sorumluluk ve hesap verilebilirliktir. Şirket yönetimi ve karar alma mekanizmalarında da değişikler yapılmıştır." dedi. Diğer bir konunun da "Yatırımlarda Devlet Destekleri" olduğunu belirten Salim Arslanhan; "Kamuoyunda çokça paylaşılan ve bizlere sıkça sorulan bu teşvikler sayesinde Anadolu'ya yatırım yapmak isteyen yatırımcılar sayılarında artış meydana gelmiştir. Bu konuda da uzmanlarımız sizleri aydınlatacaktır." dedi. Yeminli Mali Müşavir Fatih Zülfikar: Şirketlerden borç almak belli şartlara bağlandı.

Yeminli Mali Müşavir Fatih Zülfikar ise yeni kanun ile yabancı şirketlerin sorumlu müdürlerinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma zorunluluğunun kalktığını, yapılan düzenlemeler ile şeffaflık kavramının çerçevesinin belirlendiğini ifade etti. Maddelerin çoğunun uluslararası şirketler için düzenlendiği tespitinde bulunan Zülfikar; AŞ yönetim kurulu üyelerinden en az birinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma ve yine en az birinin yüksek öğretim mezunu olma şartının da kaldırıldığını belirtti. Şirketlerden borç almanın belli şartlara bağlandığını, bunun nedenin de şirketlerin içinin boşaltılmasının engellenmesi olduğunu kaydeden Fatih Zülifkar; "Türkiye'de yapılan araştırmalara göre jenerasyon değişikliği olurken şirketlerin yüzde 60'ı ayakta kalabiliyor. 3. jenerasyona geçiş oranı ise sadece yüzde 4. Aile şirketlerinin bu şekilde heba olmaması ve bizimde 100 yıllık şirketlerimizin olması amaçlanıyor. Bizde şahıs cebiyle şirket kasası aynıdır. Maalesef banka mevduatı, şirket sahibi ya da ortakları tarafından kişisel kasalar gibi kullanılıyor. Yeni düzenleme buna da sınır getiriyor. Borçlanma için taahhüt edilen bir borcun olmaması ve şirketin kar etmiş olması gerekiyor." diye konuştu. Şirkete borç verilebilir mi? Fatih Zülfikar, şirketlerin zaman zaman finansal ihtiyaç içine girdiklerinde ortaklarından borç aldıklarını, eski düzenlemede şirkete verilen borcu geri alınması için tüm borçların kapanması şart koşulurken yeni yasa ile bu şartın kalktığını ve borcun geri alınmasının kolaylaştığını da belirtti. Bağımsız denetim konusunun da önemli olduğunu ifade eden Zülfikar; "Bağımsız denetim bütün sermaye şirketleri için şart koşuldu ancak bağımsız denetimi kimlerin yapacağı da belirlenmeliydi. Çalışan sayısı 500'ün üzerinde olan, aktif iş yapan ve belirli ciroya sahip firmalar bağımsız denetime tabi olmalıdır. Türkiye'de bu durumdaki firmalar zaten halka açık ve bağımsız denetimi zaten yapılmış şirketlerdir. Henüz yayınlanmış fazla bir alt düzenleme yok ama yapılması gerekiyor. Dolayısıyla bağımsız denetim konusu bu senede şirketleri çok rahatsız etmeyecek ama önümüzdeki senelerde tüm sermaye şirketlerini etkileyecek." dedi. Bağımsız denetim ne anlama geliyor? Fatih Zülifkar, bağımsız denetimin amacını ve neler getireceğini de şu ifadelerle açıkladı: "Şirketlerin mali tabloları uluslararası muhasebe raporlamaya uygun olması gerekir.

Bu kapsamda denetim yapan bağımsız denetim şirketi raporunda görüş bildirecek; bu görüşler olumlu, olumsuz veya şartlı görüş olacaktır. Görüş vermekten kaçınma durumu da vardır fakat bu olumsuz görüşle aynı anlama gelmektedir. Daha önce denetçi olumsuz görüş verirse şartlar daha ağır olur, genel kurul o tabloyla işlem yapamazdı. Şimdi ise genel kurul yeni yönetim kurulu seçecek ve yeni kurul 6 ay içinde olumlu görüş için gerekli çalışmayı yapıp yeni raporlama isteyecek. Aynı kişiler tekrar da seçilebilmektedir. 6 ay sonra yeniden olumsuz görüş verilirse bu süreç aynı şekilde devam edebilir." Türkiye'de birçok şirketin tasfiye ve iflas durumunun yayınlanmamış olduğunu kaydeden Zülfikar, bu şirketlerin tasfiyesi için ciddi kolaylıklar getirildiğini de belirtti. Fatih Zülfikar, yeni yasada birçok yaptırımın değiştiğini ancak sadece izinsiz olarak halktan para toplama suçuna verilen cezanın artırıldığını da (6 aydan 2 yıla çıktı) ifade etti. YATIRIM TEŞVİKLERİ Yeminli Mali Müşavir Yusuf Çot: Teşvikte aslan payı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gidecek. Yatırım teşvikleri konusunu ise Yeminli Mali Müşavir Yusuf Çot aktardı.

Yusuf Çot; son yıllarda kriz gelecek korkusu ile şahıs ve şirketlerin kendilerini krize soktuğunu ve kredi borçlanmalarındaki artışın ciddi boyutlara ulaştığını belirterek; "Bu şekilde devam edemeyeceği görüldü. Gerçekten bir kriz olsa 2001 ile kıyaslanmayacak kadar büyük sıkıntı oluşur. Alacak vadeleri 8 - 10 aya ulaşmış. Bankalar verdiği kredileri geri çağırsa birçok firma ayakta kalamayacak. Uzun vadede ne yapılabilir diye tedbirler düşünüldü ve 'yeni teşvik sistemi' ile bu konuya çözüm getirilmek istendi. Dış açık ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok daha fazla hissedilen terör sorunu da bu sistemin hazırlanmasına oldukça etkili oldu. Güneydoğu'ya yapılacak stratejik yatırımlara büyük teşvikler söz konusu olacak." dedi. Türkiye'nin teşvikte 6 bölgeye ayrıldığını ve gelişmişlik düzeyine göre aslan payının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu kapsayan 6. bölgeye yönelik hazırlandığını belirten Yusuf Çot, "Şu an hükümet 6. bölgedeki yatırımlara çok özel ayrıcalıklar vereceğini açıkladı. Ön şart Hazine'den yatırım teşvik belgesi almak. Çok kısa zamanda cevap veriyorlar bu belgeyi almak için yapılan başvurulara. En önemlisi KDV'den muaf tutulmak. Ancak bu, uzun vadede avantajı olmayan bir durumdur. Asıl teşvik; vergiyi az ödeme konusudur. Bu ciddi bir avantajı sağlıyor ve bölgeye yönelik talebi arttırıyor. Ancak vergi avantajından yararlanabilmek için de, elbette öncelikle kar elde etmeniz gerekiyor." diye konuştu. Yusuf Çot: İstanbul teşvik görmüyor Yusuf Çot; vergi indirimi, faiz desteği ve yatırım yeri teşviklerinin yapılan ana teşvikler olduğunu, Doğu ve Güneydoğu en güçlü teşvikleri alırken İstanbul'un da aralarında bulunduğu sekiz ilin ise çok teşvik görmediğini belirtti. Stratejik ve büyük yatırımlarda yüzde 50'ye varan işveren sigorta payı desteği sağlandığını da kaydeden Yusuf Çot; "Özellikle 3. bölgeden sonra büyük ölçekli yatırımlarda yatırım yeri tahsisi verilmektedir.


Diğer bir destek unsuru faiz desteğidir. 1. ve 2. bölgelerde faiz desteği yok ama 3. bölgeden sonra en az 500 bin olmak üzere faiz desteği sağlanmaktadır. Büyük ölçekli yatırımlarda, örneğin 500 milyon üzeri yatırımlarda 50 milyona kadar faiz desteği yapılır. Yatırım tutarının yüzde 5'ini geçmemek kaydı ile faiz desteği de sağlanmaktadır. Bu oranlar oldukça ciddi oranlardır." dedi.